Daisypath Happy Birthday tickers

18 Eylül 2009 Cuma

Evlilik Terapistlerinin 10 Altın Kuralı

1. Kabulleneceksin!

İki şeyi kabulleneceksin. Birincisi "Aramızda iktidar problemi olmasın sekerim" gibi girişimler tamamen hayalcidir; kabul edeceksin. İktidar ilişkileriyle sarmalanmış bir dünyada iktidardan, güçten büsbütün arınmış bir ilişki mümkün değildir. Kendi gücünü karsındakinin burnuna sokmayacaksın ve var olan güç dengesinin kalıcı olmayacağını bilerek içini ferah tutacaksın. İkincisi, bir insanin bir başkasını hep ayni şiddette sevmesi mümkün değildir, bunu da kabul edeceksin. Sevginin azalmasını da çoğalmasını da kalıcı olarak düşünmeyip soğukkanlı olacaksın. Az sevdiğini hissettiğinde daha çok sevmeye, çok sevdigini hissettiginde korkup az sevmeye çabalamayacaksın. Her ikisi de seni lüzumsuz yere yorar.

2. İzin vereceksin!
Karsındakinin kendisi olmasına izin vereceksin; en sana uymayan yanlarını bile budamaya kalkmayacaksın. Bu çabanın sonucu basarîli olsa da onu daha az seveceksin, olmasa da, unutma. Sen de uyum sağlamak için kendini eksilten bir çabaya girişmeyeceksin. Bu hiçbir zaman sandığın kadar iyi olmaz; her zaman sandığından kötü olur.

3. Belden aşağı vurmayacaksın!
Hiçbir kavgada, asla belden aşağı vurmayacaksın. Onun kişiliğini yıkacak şeyler söylemeyeceksin; onun zaaflarını kavgada koz olarak kullanmayacaksın. Sevdiğin insanla "yenmek" için kavga etmeyeceksin. Bir insan kendisini aşağılayan bir ilişkiye uzun sure
katlanmaz; katlansa bile sen böyle bir şeye katlanan birine katlanamazsın. O yüzden"yenmeye/yenilmeye" hiç başlama!

4. İki kişilik evren kuracaksın!
Kanepede uzanıp yaptığınız dedikodularla, komik küçük sohbetlerle sadece ikinizin anlayacağı bir dil ve bu dilin etrafında iki kişilik bir evren kuracaksın. Orası ilişkinin ilik kucağıdır, zedeleme. Oraya ihtimamla tatlı dedikodular ve pamuk sekeri gibi hallerini taşıyacaksın. Dünya isleri zaten ağır; sen hafifleteceksin! Sakin yanılıp da üçüncü kişilerden müteşekkil bir mahkemede ilişkinizi
analiz etmeye kalkma. Bu, o iki kişilik evreni tuz buz eder. Yeniden inşası imkânsıza yakindir.

5. Onun tarafını tutacaksın!
Ne olursa olsun üçüncü kişilerin yanında ve üçüncü kişilere karşı onu tutacaksın! Hiç "objektif" gibi görünmeyebilir bu sana ama zaten ilişki sübjektiftir, unutma!

6.Yıkılmayacaksın!
En ölümcül haller dışında hiçbir üzüntünde onun üzerine yıkılmayacaksın. O senin doktorun, psikologun değil, sevgilin. Kendi derdini mümkünse kendin halledeceksin. Onu asla "Bana ne kadar katlanabiliyor" ile test etmeyeceksin. Çünkü sen de bu testten geçemeyebilirsin.

7.Nitelikli" emek harcayacaksın!
"Sevgi emektir" cümlesi eksiktir. "Beni sev, birbirimizi çok sevelim" cinsinden niteliksiz bir emek sadece yapış yapış bir debelenmedir. O emeğin içine zekâ katacaksın. İlişkinin ihtiyaçlarını hassas bir görü ile saptamaya gayret edeceksin. Örneğin onun yalnız kalmaya ihtiyacı varsa tepesine binip sevgi performansları yapmayacaksın.

8. Öğreneceksin!
"Benim oğlum bina okur, döner döner yine okur" cinsi bir ilişki tıkanmaya mahkûmdur; birlikte yeni şeyler görmeye, öğrenmeye, yeni maceralar yasamaya bakacaksın. Gebeşlik etmeyeceksin, ilişkinin enerjiye ihtiyacı varsa, kendini akışa bırakmayacaksın.

9. Antrenman yapacaksın!
Birbirinize çok yapışıp kaldığınız anlarda derhal ufak çaplı tek başına yasama antrenmanları yapacaksın. Ona da yaptıracaksın! Bu ilişkiye yeni enerji girişini sağlayacağı gibi seni kaybetme korkusundan uzak tutar. Sen kim olduğunu unutmamak zorundasın.

10. Dikkat edeceksin!
En önemli emir: En önemli şey ilişkiniz değil, sakin öyle zannetme. En önemli şey, o ve sensin; ayrı ayrı. İkiniz de birer insansınız; bu, sınırsız olanak ve ihtimal demek. Yani esasında gerekiyorsa, caninizi sıkıyorsa ilişkiyi de bos vereceksin! Onu iste bu kadar seveceksin.

Alıntıdır.
Kaynak: www.evlilikterapileri.com

Evliliğin gerçekten ne demek olduğunu, anlamını, zevkini, mutluluğu, huzuru evlilik terapistlerinin size bunlara benzer verdikleri önerilerle daha iyi anlıyorsunuz. Dergilerde, magazin sayfalarında yazan evlilikle ilgili şeylerin ne kadar saçma olduğunu göreceksiniz bunları uyguladıktan sonra. Ayrıca evlilik terapisi eşinizle, çocuğunuzla olan iletişiminizin, onların sizinle olan etkileşimin nasıl olacağı konusunda yardımcı oluyor. Topluma sağlıklı bireyler kazandırmanın ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Evlilik öncesinde mutlaka bir terapistle adayların birlikte gidip görüşmesi ve sonrasında da ailenin bir evlilik terapistinin olması gerektiğini düşünüyorum.

Evlilik terapisi hakkında yararlanabileceğiniz linkler şunlar olabilir:
http://www.drcemkece.com/
http://www.drobenejder.com/
http://www.cised.org.tr/

İzmit'te Tarihî Bir Restaurant

Kapıdan içeri girdiğiniz anda odanın içindeki eski eşyaların o keskin kokusunu hemen alırsınız. Ardından tarihe doğru yolculuğunuz başlar bu mekanda. Oturduğunuz masadan, yediğiniz yemeğe kadar her şey tarihten küçük parçalar taşır bu restaurantta. Bir de plağa eskilerden bir ud taksimi de koyulduktan sonra değmeyin o yerde yemek yemenin keyfine. Adana yöresine ait yemekler yapılmaktadır hem de odun ateşinde. (Daha lezzetli olsun diye.)Tarihî mekanları çoksevdiğim için burası bana çok huzur verici geldi;fakat maalesef fazla kalamadım. Orda kaldığım bir gün bile ruhumu baştan sona yenilemeye yetti, bu da yeter.
Teyzeciğim çok güzel bir mekanınız var. Erzurum'da gittiğim "Erzurum evleri"nden sonra burası gördüğüm en güzel mistik restaurantlardan biriydi. Konukseverliğiniz, sıcakkanlılığınız ve yemeklere, ortama olan özeniniz kendini çok güzel gösteriyor bu yerde.
Olur da Gebze'ye yolunuz düşerse buraya uğrayıp, oranın tarihi kokusunu içinize çekmeniz içinizi biraz da olsa rahatlatmaya yetecektir.



8 Eylül 2009 Salı

Artık Büyüyoruz

Küçük birey Duru'nun kişiliği şekillenmeye başladı.İtiraz hakkını kullanmaya, "ben bireyim, bağımsız bir varlığım ve yapabilirim" davranışlarını sergilemeye başladı. Kitaplarda okurken bunlara inanmak biraz güç oluyordu; fakat Duru'nun sayesinde teorik bilgilerimiz uygulamaya dönüştü. Durudaki gelişmeler;
- Gözlem yaparak bir strateji belirliyor ve ona göre davranış kalıpları oluşturuyor çevresine karşı.
- Çevresinde bulunanları örnek alarak onların yaptıklarını yapmaya çalışıyor.
- "ağın ağın ağın" şeklinde kendi dilinde şarkı söylemeyi çok seviyor.
- Onun istediği bir şeyin yapılmasına izin verilmediğinde beden dilini de kullanarak anlayamadığımız seslerle bizimle laf yarışına girebiliyor. Özellikle ellerini açıp öne uzatıp hayret ve itiraz dolu bakışlarla bizimle konuşmaya çalışarak kendi isteğinin engellenmesine kızabiliyor.
- Çok uyumlu bir bebek, şiddetin ne olduğunu henüz bilmediği için çevresindeki insanlara da sevecen, pozitif bir yaklaşım sergiliyor.
- Kitap okuma alışkanlığını şimdiden kazandırmak için ona aldığımız(Duru'nun ilk kitabı) "BENİM DÜNYAM-Sözcükler" kitabını sürekli ona okumamızı istiyor ve bunu çok eğlenceli buluyor.
- Bizim izin vermeyeceğimiz bir şeyi yapmak istediğinde önce bize bakıyor, dişlerini göstererek sevimli bir tavır takınıyor, alnını getirip onu öpmemizi istiyor, bu kadar cilvenin ardından her neyi istiyorsa onu yapmaya çalışıyor;fakat biz bu şirinliklere kanmıyoruz.
- Duru'ya karşı hareketlerimizde özellikle kuralların uygulanmasında babayla işbirliği içinde olmaya çalışıyoruz. Mesela, babanın onaylamadığı bir davranışı ben onayladığımda çocuk ikileme düşüp, babaya ve bana karşı farklı tutum ve davranış kalıpları sergileyeceğinden ki bu da disiplin sorunu yaratır.
- Baby Einstein serisini çok seviyor Duru ve günde 1 saat birlikte oturup bu eğitici kuklaları seyredip, bir şeyler öğrenmeye çalışıyoruz.
- Klasik müziği ailece çok seviyoruz. Hamileliğimde Duru'ya sürekli dinletmemin meyvelerini o doğduktan sonra almıştım, hâlâ almaya devam ediyorum. Sakin, neşeli, algısı açık,pozitif, sevecen, sosyal, melek gibi bir bebek oldu. Bu alanda Raimond LAP'ın bebekler için oluşturduğu "lovely baby" serisini çok beğendim. Tüm annelere öneriyorum.
- Fiskos masasının örtüsünü çekip aşağı indirmek en sevdiği hobilerinden biri. Bunu yaparken özellikle kendinin göreviymiş gibi yapıyor. Ben düzenliyorum, o örtüyü masanın üstünde gördüğü anda gidip örtüyü aşağı indiriyor.
- Evin her tarafını 15 dakikada dağıtabiliyor. Artık düzenlemekten bıktım.
- Bütün gün onunla ilgilendiğimiz için (her şeyi birlikte yapmamızı istiyor, bir yemek yapma zamanı beni boş bırakıp kendi kendine oynuyor) yorgunluktan bitap düşmüş bir halde yatağa giriyoruz.
- O uyanıkken kesinlikle başka şeyle ilgilenmemize izin vermiyor; kitabımı okumak için elime aldığımda kendi kitabını getirip hadi okuyalım yapıyor, tv seyretmek istediğimizde televizyonu kapatıyor, öğleden sonraları elimizden tutup hadi parka gidelim diye bizikapıya yöneltiyor. Kapıdan çıkmak onun için bulunmaz bir mutluluk.
- Top oynamayı çok seviyoruz. En sevdiği oyunlardan biri, babayla saklambaç oynamak.
- "Anne"ye -anni-; "Dayı"ya -ayu-; "Teyze"ye -titi- ;"Hala"ya -haya- ;"gel"e -del- ; "su"ya -pu- ; "süt"e -pü- ;"attı"ya -atti- diyoruz.