Daisypath Happy Birthday tickers

24 Aralık 2010 Cuma

Kütüphanemizin Açılışı (21.12.2010)



Okulumuzun bu seneye kadar kullanımda olan bir kütüphanesi mevcut değildi, bu sene Müdür Yardımcımız Gülay ÖKDEM'in önderliğinde ve yoğun desteği sonucunda atıl durumda olan bir odayı kütüphaneye çevirdik. Kültür-Edebiyat Kulübü olarak öğrencilerimizle kitapları sınıflandırıp, numaralandırdık, sayımı yapıldıktan sonra raflara dizip, okul genelinde kitap bağış kampanyası başlattık, öğrencilerimizden ve öğretmenlerimizden gelen bağışlarla 800'e yakın kitabımız oldu. 3500 mevcutlu bir okula göre komik bir sayı 800 kitap. Başlamak, başarmanın yarısıdır diyerek boş raflarımızı doldurmaya çalışıyoruz.
Sevgili Resim Öğretmenimiz Nurgül Hanım, kütüphanenin yamalı olan duvarına büyük bir özveriyle iki resim çizerek yamaları kapattı, kütüphanede ısınma amacıyla kullanılan herhangi bir alet olmadığı için yarı üşüyerek yarı da sıcak çayları yudumlayıp çayla ısınarak bizden yardımlarını esirgemeyen Nurgül Öğretmenimize çok teşekkür ederiz.
Gülay Hanım, kütüphaneye masa, sandalye, bilgisayar, televizyon, vcd gibi vs. eşyaların tedarik edilmesinde en büyük destekçimiz oldu. Ona "şunu yaparsak daha güzel olur hocam" dediğimizde her zaman yanımızda olup, tabii ki ne gerekiyorsa yapalım, alalım diyerek bizi motive etti. Bizden yardımlarını esirgemeyip, her türlü maddî-manevî desteği sağlayan Güley Hocam'a teşekkürler.
Bu ayın sonunda da kütüphanemizde ısınma problemini ortadan kaldırmak için bize klima sözü veren Okul Müdürümüz Mehmet Bey'e de teşekkürü bir borç biliriz.
En önemlisi sevgili öğrencilerimiz Merve, Gamze Nur, Reyhan, Fatmagül Büşra, Hacer Burcu,Betül Cemre ve Pınar'a kitap sayımı, tasnifi, düzenlenip kaydedilmesi gibi zor ve uzun süren bir işle uğraşıp kütüphanemize katkıda bulundukları için teşekkür ederim.
Açılışta kütüphanemizi süslemek için bize fikirleriyle esin kaynağı olan ve kütüphaneyi süsleyen sevgili Okul Öncesi Öğretmenimiz Seda Hanım'a teşekkür ederiz.
Ayrıca sevgili Mikail Bey'in biz kütüphanenin açılışını yaparken yanımıza gelmeyip bir de üstüne üstlük "boş rafların açılışını yapıyorlar" diyerek bizimle dalga geçmesi ona yakıştıramadığım bir davranıştı, bu tarz bir konuşmayı ondan beklemediğim için çok kırıldım.
Dediğim gibi "Başlamak bitirmenin yarısıdır" Önceden bir kütüphanemiz bile yoktu, şimdi oldu, rafları da yavaş yavaş doldurmaya çalışacağız inşaallah. Bağış toplamak için yayınevlerine başvurduk, inşaallah oralardan da olumlu yanıtlar gelirse biraz biraz toparlanır raflar :)
Kütüphanemizin ilk halinin fotoğrafını çekmeyi unutmuşuz, orayı nasıl adam ettiğimizi görmemiz açısından o fotoların olması gerekirdi elimizde;ama maalesef onda ihmalkârlık yapmışız :((
Ne kadar da resmî bir yazı oldu bu yaa! Sizli bizli kelimeler....Gerildim vallla :))


(Sana emek verdim, bebeğim gibi oldun)

20 Aralık 2010 Pazartesi

Akvaryumun Son Hali


Babanın aşığı olduğu hobisi bitkili akvaryum kurma son hızla devam ediyor, akvaryum işini bir sanata dönüştürmeye kararlı baban, severek, özenerek ilgilendiği,engin bilgi donanımına sahip olduğu bir alan. Kutlarım seni canım.
Hatıra kalması dileğiyle.... (Duru 2 yıl 5 ay 2 haftalık)

Kes-Yapıştır Şekiller veYırtma Etkinliği


Evde olduğumuz zamanlarda seninle etkinlik yapmaya çalışıyoruz, geçenlerde şekilleri kesme yapıştırma asma etkinliği yaptık birlikte. Önce zevkliydi ikimiz için de. Sonra sıkılma belirtileri göstermeye başladın, dikkatin dağılınca asma etkinliğini sabote ettin kendine göre ve şekilleri onlar bebekmiş gibi sallamayı tercih ettin.
Bir de ilginç yırtma etkinliğimiz oldu seninle. Elimize eski bir dergi alıp "hadi bunu yırtalım" dedik demesine ama sen yırtmayı bilmiyordun :)
Önce usulca baktın bize "napıyor bunlar ya" diye, çünkü sana kitaplara, dergilere zarar verilmez, yırtılmaz, bükülmezi öğretmiştik, şimdi ise çelişkili davranıyorduk, biz yırtıyorduk bir derigiyi. "Yırtma"nın ne demek olduğunu öğrenmeliydin, çünkü sen çocuktun.Sana biraz salakça geldi ki yaptığımız şey, boş gözlerle biraz da çekinerek baktın bize. Sonra "hadi kızım yırt, bak bunu şimdi yırtıyoruz;ama bu o kadar da önemli olmadığı için yırtıyoruz dedik ve önünde eylemimizi sergiledik sana. Ardından sende aldın eline kağıdı, önce küçük küçük yırtmaya çalıştın, olmadı, yapamıyordun, bilmiyodun ki...
Kağıtların nasıl yırtalacağını gösterdik sana ve kağıtları yırtmayı öğrendiğinde bizim elimizdekileri de alıp yırtmaya devam ettin. Sonra da onları toplayıp başımızdan aşağı dökerek "lililili" yaptık. Eğlenceliydi,hoşuna gitmişti;ama ondan da sıkıldın. Bir oyundan neden çabuk sıkılıyosunuz hâlâ anlamış değilim, senin gelişiminle ilgili daha fazla kitap okumam gerekiyor sanırım :)

(2 yıl 5 ay 2 haftalıksın)

Ama neden?


Duru'nun bu aralar dilinden düşürmediği "AMA DEDEN?" sözcükler arasında yerini aldı. Her şeyin nedenini sorar oldu, "anne bu deden(neden) çalışmıyo, ağlayan bir çocuk gördüğünde ama deden ağlıyo, seyrettiği ve çok sevdiği sevgili cayuu çizgi filmi bittiğinde ama deden bitti, üst kattaki komşunun tıkırtılarını duyduğunda "anne bu ne" sorusundan sonra ama deden temizlik yapıyo, ama deden ev kirleniyor, ama deden rüzgar toz getiriyo... ama neden, neden, neden...
Dediğim gibi bu bu aralar bitmek tükenmek bilmeyen her şeyin nedenini öğrenme isteğin var, bu bizi zaman zaman zorlasa da bunun senin gelişim döneminle ilgili olduğunu bildiğimiz için "ama deden"le soruların dahil hepsine cevap vermeye çalışıyoruz canım. Bazen bizim de nedenini bilemediğimiz soruların da olmuyor değil hani :)
Anneannenle bugün gittiğin mevlitte sizden uzakta oturan kadınların arasında konuştuklarını "anneanne ama deden ben onları duyamıyorum" sorusuna kadar sormuşsun ki anneanneciğine Rabbim daha çok sabır versin. Yarın dayının yanına yapacağınız seyahatte 45 dakika boyunca anneannene "ama neden?" şeklinde soruların devam edeceği ve arabaya biner binmez "ben cıkıldım" demeye başlayıp dayının evine varana kadar zaman zaman "cıkıldım ben" lafını tekrarlayacağın için kadıncağızın ve dedenin işi zor. Rabbim onlara sağlık, sıhhat, huzur, uzun ömür nasip eylesin inşaallah.
AMA NEDEN DURUU?

11 Aralık 2010 Cumartesi

Fotoğraf Çekmeyi ve Poz Vermeyi Seviyorum


Bulduğum yerde fotoğraf makinesini elime alıp basıyorum düğmesine, gördüğüm, hoşuma giden, benim ilgimi çeken her şeyin resmini çekiyorum; bazen de anneme "anne, hadi beni çek" diyip güzel güzel pozlar veriyorum, annemle aramızdaki iletişimi çok seviyorum, bazı zamanlar ikimizin de hoşlandığı şeyleri yapıyoruz, bazı zamanlar da ben diretiyorum benim istediğim etkinlikleri yapmak için.
Zaman zaman anneannemgilde kalıyorum, çünkü orda benim "bella akadaşım var" onunla oynuyoruz ya da teyzem Hatay'dan anneanneme geleceği zaman ben eve gitmek istemiyorum;çünkü teyzemi çok özlemiş oluyorum, annemle babam okuldan beni almaya geldiklerinde , eve gitmemek için ortalığı yıkıyorum; bu en doğal hakkım benim öyle diyil mi? :))
Anne ve babamla vakit geçirmeyi seviyorum, babamla; atçılık, güreş, top atma, sıkarak birbirini sevme, saklambaç, kovalamaca gibi hareketli oyunları annemle ise; kitap okuma, resim yapma, evcilik oynama, bebeği yıkama, el boyama, ip atlama, şarkı söyleme, dans etme,temizlik yaparken yardım etme, etkinlik yapma gibi oyunları oynuyoruz. Akşam yatana kadar annemgille bu tarz etkinliklerimiz devam eder. Ben yatınca da kendi işlerine bakarlar.
Bazen anne-kız alışverişe çıkarız ya da iki anne kız üç kapı dolaşmadan eve gitmeyiz, sanırım anneannemdan bize geçmiş bu gezme alışkanlığı :)
(2 Yıl 5 Ay 4 Gün)

7 Aralık 2010 Salı

2 YIL 5 AYLIKSIN

29 AYDAN BERİ DÜNYAMIZI TANIMA, UYUM SAĞLAMA ÇALIŞMALARIN DEVAM EDİYOR.