Daisypath Happy Birthday tickers

30 Kasım 2023 Perşembe

Tiyatroda da Oynarım

Uzuun bir zamandan sonra okulda herhangi bir sosyal aktivite yapmıyordum. Geçen yıl tiyatro yapmaya karar verdim ve öğrencilerimi seçtim. Hepsi birbirinden güzel, pırıl pırıl, çalışkan çocuklar. Tiyatro yapacağımı duyurduğumda çok sevindiler ve bu etkinliğe katılmak için bütün performanslarını sergilediler. Haftanın üç günü çalıştık, kimi zaman bu dört güne de çıkıyordu. Eğlenceli ve yorucu geçiyordu çalışmalar. Bu arada Duruş'umu  da ben aldığım için okuldan,
 bu etkinlikte onun da rôl alması ikimiz için de güzel ve faydalı olacaktı ve Duruş'uma da bir rôl verdim. Küçük kızım büyümüş de tiyatro da oynarmış. :))) Hangi ara büyüdün sen annem benim.
Oldu bizim Duru, Davulcu Duru.
"Duyduk duymadık deme,
 Pırtlatan baldan yeme,
 Beddua eden kadını bul
Al ödülü bekleme"

27 Kasım 2017 Pazartesi

Duru 9 yaşında :)))

"Yıllar ne çabuk geçiyor", mini minnacık bedeninle seni kucağıma aldığım günü hatırlıyorum ve şimdiki kucağıma aldığımda taşımakta zorlandığım bedenine bakıyorum ve öyle sarf ediyorum bu cümleyi: "Yıllar ne çabuk geçiyor."
9 yaş gününü de kutladık geçen mayıs ayında. Arkadaşlarını da yanında istediğin için hep erken kutlamak zorunda bırakıyorsun bizi. İlkokula başladın başlayalı doğum günlerini erken kutlamaya başladık yetinmiyorsun artık anne, baba, akrabalarla. Arkadaşlarım da olsun diyorsun. Konsept modasına biz de uyduk iki senedir. Elsalı, karlar ülkesi konulu bir ortam düzenlemesi yaptık elimizden geldiği kadar. Gönlünce de eğlendin Duru Kız. Anne ve baban seni çok seviyor. İyiki doğdun meleğim.
Tabi yine geç kalınmış bir yazı olsa da bundan sonra elimden geldiği kadar yazmaya çalışacağım. Çünkü insan şöyle bir sayfayı açıp okuduğunda kendini alamıyor. neler yaşamışız, ne güzel şeyler yaşamışız seninle diyor. İşte bu yüzden yazmaya devam edeceğim.











21 Aralık 2016 Çarşamba

Duru Büyüdü Kocaman Oldu

Büyüdü meleğim, üçüncü sınıfa giden mini mini bir talebe oldu. Çok çektim 1. sınıfta ama neyse ki atlattık. Artık kendi ödevlerimizi kendimiz yapabiliyoruz. Bitiriyoruz, çantamıza koyup kaldırıyoruz.
Bu aralar tiyatroya ilgi pek arttı, anne babayla büyüklerin tiyatrosu ve sinema da dahil mümkün olduğunca kültürel faaliyetlerimiz hız kazandı.
Annenin okulda yaptığı tiyatro kursuna da katılan Şeker Kız Duru oyunculuk yeteneğini geliştirme de ilk adımlarını attı. Rol ezberleme çalışmalarına başladık. Oyunumuzu sergilediğimizde de fotoğraflar gelecek.
Geçen yılın başından beri minişlere taktık. Onlarla ne oyunlar oynuyoruz ki sormayın. Miniş dükkanı açabiliriz elimizdeki oyuncaklarla :) Her yere götürüyoruz onları, hemen oracıkta oyun kuruveriyoruz oyuncaklarımızla hayal dünyamız da bir geniş bir geniş... İşte böyle geçiyor Duru'yla zaman...

19 Ağustos 2015 Çarşamba

Gelin geldi, hoş geldi :)

Biricik bir dayımız var bizim. Tatlı mı tatlı, yakışıklı mı yakışıklı, esprili mi esprili. Çok severiz kendilerini biz. Dayımız önemlidir bizim için. Yakınlarda dayımızın da düğününü yaptı ve ailemize bir birey daha katıldı. Onunla daha önceden de tanışmıştık;çünkü dayımızın üniversitede tanıştığı ve görüştüğü kişiydi gelinimiz. Sıcak, samimi, misafirperver, azıcık utangaç, sohbet etmeyi seven, çok güzel saç örgüsü ören birisi Duru'nun yengesi. Biraz uzaktan getirdik yengemizi Karadeniz'den. Biz çok sevdik kendisini.Gelinden sonra da en güzel gelin Duruş olmuştu o gün. Gecenin yıldızı. Kurulan bu evliliğin mutluluk ve huzurla geçmesini diliyoruz.



Mobilya dönüşümü

Beni büyüttü, şimdi de kızımı büyüten yatağım. Okula giderken zorlanarak ayrıldığım sıcacık kahverengi boyalı, parlak vernikli, sunta karışımı olmayan, ağır, yapılı, heybetli sevgili yatağım benim. Okuldan geldiğimde düzenlenmiş şekilde, üzerine pencereden yansıyan güneş ışıklarıyla beni bekleyen sıcacık yatağım. Onunla neler paylaşmadım ki, okuldan alıp geldiğim romanlarımı bir solukta okuduğum, romanı bitirir bitirmez tatlı bir yorgunlukla uyuyakaldığım, yazılı günlerinde sabahın en erken saatlerinde kalkıp sıcacık yatağımın içinde ders çalıştığım günleri nasıl unutabilirim. Paylaşımlarım çok fazla benim yatağımla işte. Şimdi de kızım devraldı onu. Onun yaşanmışlıkları olacak  benim emektarımla.
Yalnız rengini pek sevmedi bıcırık. Bende yenisini alacağıma sapasağlam olan yatağımın rengini değiştirip biraz da rötuş yaparsam bir çocuğun ruhuna hitap edeceğini düşündüm. Küçük bir araştırmadan sonra başladım dönüşüme. Bu konuda sevgili eşimden de yardım almadım değil. Verniğini ve boyayı zımparalayıp üstünden ahşaplar için kullanılan beyaz boyayla boyadım. 5 kat boya yaptım diyebilirim. kelebek figürlü bir stencil çalışması yaptım. Verniğimizi de sürdükten sonra oldu size beyaz renkli, pembe mor karışımlı kelebeklerin uçuştuğu bir çocuk karyolası. Benden sonra kızımın; üzerinde  hayaller kurduğu, kitap okuyup evcilik oynadığı yeni bir macera başlamış olacak sevgili yatağım için.
 Fotolarını da bir sonraki yazımda ekleyeceğim inşaallah. Şimdilik bu kadar.