Daisypath Happy Birthday tickers

13 Şubat 2011 Pazar

Oyun oyun oyun



"Hadi anne oyun oynayalım, hadi baba oyun oynayalım, hadi teyze oyun oynayalım..." her an oyun oynamak istiyosun, önüne kim gelirse dede,anne, baba, anneanne, hala, amca,teyze,abla, abi... oyun oyun oyun diyosun. "Hiç yorulmuyor musun sen" demekten kendimizi alamıyoruz bazen, hızına yetişemiyoruz çünkü senin.İşten gelir gelmez başlıyor seninle hareketliliğimiz, parktı,oyundu, kitaptı, gezmeydi derken tükenmiş bir şekilde yatağa giriyorsun akşam.Biz de yorgunluktan yatağı zor buluyoruz, bazen kendime vakit ayırmayı özlediğimi fark ediyorum;ama ne fayda aynı hızda ertesi günde devam maratona :))) Tatlı yorgunluklar di mi ama :)
Ev işlerini bile oyuna çevirir olduk, ben bebek oluyorum sen anne birlikte kapı silip, toz alıyoruz, bulaşıkları makineye yerleştiriyoruz, ben komşu oluyorum, sende komşu oluyosun birbirimize oturmaya gidiyoruz, birlikte börek yapıyoruz zevkinden dört köşe oluyosun. Bir oyun bitiyor sonra başka bir tane geliyor ardından... Bir süre sonra ben pes ediyorum, babaya havale ediyorum, bu defa onunla başlıyosunuz oyunları sıralamaya. An geliyor kendi kendine oyalanıyorsun, ya kitap okuyosun ya da elinde aile resimlerine bakıp yorumlar yapıyosun, akvaryumdaki balıklarla sohbet ediyosun, evcilik oynuyosun onlarla. Tabi bu zamanlar kısa sürüyor, hemen anne babaya bir u dönüşü yapılıveriyor tarafından. Teyzoşla vakit geçirmek de en büyük hobilerinden biri oldu ayrıca. Teyzeni çok seviyosun, seni sıkarak, hırpalayarak da sevse yine de ondan vazgeçemiyosun. Tabi ki bende :)



(2 yıl 6 ay 2- 3-4 haftalık)

Biliyo muçuuuun??


Kelime hazinen o kadar fazlalaştı ki nerden başlayıp, neleri anlatacağımı seçemiyorum, bi defa seninle olmak çok güzel, senin gibi pozitif bir kızımın olması çok güzel, gözlerinde mutluluğu görmek, yüzündeki gülücüklerin samimi, yapmacıksız olduğunu bilmek ve görmek muhteşem bir duygu. Sözcüklerin anlamlarının seni anlatmakta yetersiz kaldığı bir olgusun sen.
"Ama Neden"lerinden sonra bu aralar en çok kullandığın kelimelerden biri oldu "biliyo muçuuun" kelimesi. Geçenlerde arkadaşlarla toplandığımız bir gün Bengü abla'nın odandaki kitaplığın rafına çıkmaya çalışırken düşmesinin bir olduğu olayı, babana anlatırken "baba bengü abla kitaplığa çıkarken düşüyodu biliyo muçuuuun" şeklinde bir cümle kurman ve bu cümlelerin devamının gelmesi bizi mutlu etti. Oturup büyük bir insanla sohbet ediyormuş gibi konuşuyoruz seninle, anneannenin evindeki odanla kendi evimizdeki odanı karşılaştırıp anlaıyosun bize, nelerin olup nelerin olmadığını ve nelerin hangi odanda olmasını istediğini söylüyorsun, biz de hayretler içinde dinliyoruz anlattıklarını.Bazı zamanlarda sen de dahil olmak üzere tüm seninle aynı yaş gruplarının beğenerek seyrettiği "kayu"dan bahsediyosun, ailesiyle yaşadıklarını, çevresiyle olan diyaloglarından bahsedip gülüyosun. "Ne komik di mi" diyip bi de kahkaha savuruyosun. Sana bakıp küçük bir huzurla doluyor içimiz, böyle zamanlarda. Babanla göz göze gelip gülümsüyoruz birbirimize. İkimizin de aklından aynı şeyler geçiyor, "iyiki yapmışız seni, iyiki hayatımızdasın..."
(2 yıl 6 aylık)

İLK KARNEM

Annemin okuluna gitmeyi çok seviyorum, onun her gün beni anneanneye bırakıp gittiği okulunu gezmek, görmek onunla orada olmak bana zevk veriyor, arada annemin dersi olmadığı günler annemin beni alıp oraya götürmesine bayılıyorum, bir sürü abla, abi var orda. Onların benimle ilgilenmesi çok hoşuma gidiyor, bazen de sıkılıyorum, arkadaşım Seda'nın yanına gidiyorum. Okulun son günü annemle öğrencilere karne dağıtmaya gittik. Ben de ilk karnemi hem öğretmenim hem de arkadaşım olan Seda'dan aldım, çok mutluydum o gün.
Canım, güzel annem seni seviyorum.Beni hep okuluna götür olur mu?