Daisypath Happy Birthday tickers

26 Ekim 2014 Pazar

Anaokulunda Anne-Çocuk Etkinliği (Geç kalınmış yazı)

Bu bir yıllık eğitim öğretim dönemimizde öğretmenimiz her hafta bir velisinin sınıfa gelerek çocuklarla etkinlik yapmasını istemiş ve biz de veliler olarak bu etkinliğe seve seve katılacağımızı belirtmiştik. Dersimin olmadığı bir gün Duru'şumun okuluna gidip Neşeli Kelebekler sınıfının tatlı örencileriyle mandalina sıkıp sıktığımız mandalinaların leziz sularını içtik. Hepimiz için eğlenceli ve lezzetli bir etkinlik olmuştu.








Babayla Etkinlikler

Babamla oyun oynamayı onunla etkinlikler yapıp etkinliklere katılmayı çok seviyorum ve onunla çoook eğleniyoruz. Babam benim her şeyim, onunla evcilik ve kuaförcülük dahil her türlü oyunu oynarız. O da benim için okulumun düzenlediği babalar arası futbol yarışmasına katılıııır. Babamın hobisi olan akvaryumlarda yeni bir akvaryum kurarken ona yardım ederim. Birlikte tren seyahati eder, uçurtma uçururuuuz :) Canım babacığım benim. Onunla bir fikrim var oyunu da oynarız biz biliyor musunuz. Ben ondan bir şey isterim o da o isteğimi reddeder, sonra ben üzülmüş gibi yaparım sonra o Duru "bir fikrim var, hadi gel şu istediğin şeyi alalım veya yapalım" der ve de bende musmutlu oluruuum :) Seni seviyorum babacığım. Bebekkken duygularımı ifade edemiyordum ama büyüdükçe seninle olan paylaşımlarımı sana olan duygularımı daha iyi ifade eder oldum. Kızın Duru.











22 Eylül 2014 Pazartesi

1. sınıf okumaya ilk adım :)

Okulların açılmasını dört gözle bekledik birlikte. Yaz tatili boyunca zaman zaman sıkıldık, zaman zaman gezdik, dolaştık, oyunlar oynadık. Oyunların daha çok kendi akranlarınla evcilik, doktorculuk, öğretmencilik tarzında oldu hep. Bizi istemedin büyük olduğumuz için artık. "Sizinle oynamak beni sıkıyor" nidaları çıktı ağzından :) Büyüdük birlikte...
Okul zilinin Eylül 8'de çalmasıyla başladı bizim de eğitim maratonumuz seninle. İlk gün senden çok her zamanki gibi ben heyecanlıydım. Sınıfını, öğretmenini, arkadaşlarını merak ediyorduk. Önce bir yabancılık yaşadık sınıf ortamıyla, anaokulundaki gibi değildi masalar, sandalyeler, dolaplar, duvarlar... Her şey daha soğuktu sanki. Renklilik yoktu ortamda;ama buraya da alışacağını ikimiz de biliyorduk. 
Sınıf öğretmeninle tanıştın sevmiştin onu. Anaokulundaki öğretmeninin sıcaklığından bir eksiği yoktu. Dört yıllık  bir süreçte birlikte olacağın bir melek. Onun sevecenliği sayesinde 1. sınıfa alışman kolay oldu.Gün geçtikçe benim, okulda yanında bekleme sürem de azaldı, alışıyordun çünkü.
Bir sorun olduğunda başvuracağın kişinin öğretmenin olacağı güvencesini hissetmiştin artık. Benim seni okula bırakırken ve seni okuldan alırken ki heyecanım hiç azalmak bilmedi. Her gün küçük ve tatlı bir mutlulukla bu seremoniyi yaşamak kelimelerle anlatılamayacak duygular yaşatıyor bana. Bu güzel duyguları bana yaşattığı için önce Rabbime sonra sana teşekkür ederim meleğim benim.
Daha dünkü bebeğim :)




14 Haziran 2014 Cumartesi

Anaokulumuz bitti ilkokula adım atıyoruz

Son 2 haftadır senin okulunun mezuniyeti ve öğretmenlerinizin hazırladığı gösterilerle heyecan içinde bir hareketlilik yaşıyoruz. Bu yıl anaokulundan ayrılıp ilkokula geçtiğin için midir nedir tam olarak bilemiyorum ; ama inanılmaz üzgün hissediyorum kendimi. Sen daha olayın farkında olmadığın için fazla umursamaz görünüyorsun. Arada bir ben ilkokula başlamak istemiyorum desen de bana göre daha rahat görüyorum seni. İçimdeki duyguları paylaşmak amacıyla veya acaba benim gibi hisseden başka anneler de var mı ki yoksa bende mi bir anormallik var acaba diye düşünmekten kendimi alamayıp sınıfındaki diğer annelere de duygularımı anlatıyorum ve onlardan da aldığım cevap aynı; hissettiğim o burukluğun aynısını onlarda yaşamaktalar. Neden acaba diye sormaktan kendimi alamıyorum. Cevap veremiyorum veya vermek istemiyorum bilmem. Senin anaokuluna artık gitmeyecek olman beni çok üzüyor, öğretmenimizi göremeyecek olmamız, büyümen her şey iştee...
Mezuniyet gösterinde cübbeyle yaptığınız dansta çok duygulanmış ve gözlerim yaşarmıştı. Kendi küçüklüğümüzü, yaşayamadıklarımızı yaşaman mı bize mutlulukla karışık bir burukluk vermişti bilemem meleğim.
Gösteri günü için heyecanlı bekleyişin, gün sayman, kuaföre gidip saç yaptırma merakın ve saçını yaptırırkenki tatlı heyecanın her şeyin yaşanmaya ve görülmeye değerdi. Bunları birlikte yaşamak da benim için çok önemli canım kızım benim. Mezuniyetiniz olsun yıl sonu gösteriniz olsun hepsinde de bir harikaydın bebeğim, seni seviyoruz.




10 Mayıs 2014 Cumartesi

Büyümüş de Anneler Günümü Kutlarmış

İlk Anneler Günü hediyem sana vekâleten baban tarafından verilmişti, güzel pembe renkte ortanca çiçeğiydi. Pembe elbisen ve yeni çıkmış iki dişinle masanın üstünde poz vermiştin hediye çiçeğimle sen. Şimdi kendin hazırlıyorsun okulunda emek vererek, babanı sen yönlendiriyorsun;"Şunu şunu yap baba, anneme şu hediyeyi al, sen almazsan ben tek başıma nasıl alırım, kaybolurum sonra" diyerek diller döküyorsun bana sürpriz yapmak için. Ne kadar güzel bir duyguymuş biri tarafından karşılıksız sevilmek... Mutluluğumun paylaşılması harika bir şeymiş. Seninle öğreniyorum bunları ve annemin bana yapamadığı şeyleri ben sana yapmaya çalışıyorum:Doyasıya sarılıyorum, öpüyorum ve seni sevdiğimi fısıldıyorum bıkmadan usanmadan kulaklarına... Nefesim yettiği sürece de bunları yapmaya devam edeceğim minik kuzum benim :)
Yüzünden gülücükler hiç eksilmesin meleğim 

29 Mart 2014 Cumartesi

Dayımız Asker!

İki hafta önce dayımızı askere gönderdik. Askerlik kafamızda tam oluşmadığı için Duru pek anlayamadı durumu. Dayımız askere değil de okula gidiyordu onun kafasında. Şu an pek fark edemedik dayının evdeki yokluğunu; çünkü anneannemiz de Ayşegül teyzemizin yanına gitti. Anneannenin evinde kimse kalmadı dededen başka, bu yüzden daha olayın pek farkında değiliz. Anneanne gelince ve oraya konuk olduğunda gözler dayıyı arayacak, bulamayınca da "dayım nerede anneanne" şeklinde soran gözlerle anneanneden cevap bekleyecek. Ne kadar giderken dayımız Duru'şla vedalaşsa da Duru'ş ayrılık üzerine ayrılık yaşıyor şu günlerde... Bunun da üstesinden geliriz elbet.

11 Ocak 2014 Cumartesi

2013 Yılı İlklerin Yılı

Bizim ve senin için ilklerin yılı oldu 2013. Resmî olarak anaokuluna başladın ve dolayısıyla ilk öğretmenin, okulda ilk günün, ilk tören kutlamaların, ilk şiir okuman, ilk yıl sonu gösterin... Anlayacağın ailemiz için ilklerden oluşan bir yıl hazırlamış gibiydin kelebeğim bize :)
Okula giderken ilk gününde senden çok ben heyecanlıydım, karne gününde farklı, tatlı bir telaş vardı bende. Sanki karneyi sen değil de ben alıyordum, ne bileyim işte veli olmak da farklı bir şeymiş, onu da tatmak varmış kaderde sayende :)
İlk 23 Nisan gösterilerimiz için öğretmenin sana şiir vermesine bile ne kadar çok sevinmiştim, oysaki ne kadar doğal bir durum. Ama gel de sen onu annene sor, çook mutlu olmuş, "Hadi Duru şiirini ezberleyelim, bak şunları yap okurken" diye ne direktiflerde bulunmuştum. O gün gelip çattığında da senin o anki heyecanına ortak olmak çok güzel bir duyguydu benim için. "Anne çok heyecanlıyım." diyordun bana. " Şiirini okuyup, gösterini sergiledikten sonra rahatlamıştın, okulun bahçesinde koşturup durdun arkadaşlarınla. Ben de gözlerimle koşturup durdum seninle :) 23 Nisan 2013 İlk tören kutlamamız ve İlk şiirimiz:

Kararmamış bir gök var
İçimde
Rengarenk gökkuşağı ile kaplı...



6 Ocak 2014 Pazartesi

Yeni ev, kendi evimiz :)

Taşınma fikrini bir türlü sevemedi Durucuk. Halbuki doğdu doğalı sadece bir defa taşınmıştık, o taşınmadan ne kadar rahatsızlık duyduysa ikince defa taşınma olayını duyduğunda tepki gösterdi, "hayır ben taşınmak istemiyorum" suratı bir karşı bir şekilde :) "Bak Duru kendi evimize taşınıyoruz, orası artık bizim bir daha başka bir eve taşınmayacağız" desek de ıııhh olmadı, o veryansınlanmalara, sızlanmalara devam etti. Biz ev ev gezerken ilk ev gezmesinde "ben bir daha sizinle ev bakmaya gelmem, siz çok geziyorsunuz, ben çok yoruluyorum" şeklinde sızlanmalar oldu. Bir daha da gelmedi zaten :) Ev bulundu, sıra taşınmaya geldiğinde Duru "ben taşınmam, odamı bırakmam, burdan ayrılmam" sızlanmaları başladı. "Bak Duru yeni evimizde odanı istediğin gibi süsleyeceğiz, istediğin resmi yapıştıracağız, yasakların olmayacak" şeklinde ne kadar dil döksek de anlaşamadık. Yeni evimizdeki odasını sevmedi, biraz güçlük çekse de alıştı ve onun istediği gibi süsledik. Odasını yavaş yavaş benimsemeye başladığında da odasına ait değişiklikler yapmak istediğimde bana karşı çıktı küçük hanımefendi :) "Burası benim odam anne, buraya ait kararları benim vermem gerekmez mi? ben böyle olmasını istiyorum" şeklinde anneyle söz çekişmelerine başladı :)
Artık alıştık, 5 yaş doğum günümüzü de yeni evimizde kutladık. Umarım burda ömrünün sonuna kadar mutluluk ve sağlıkla yaşarsın meleğim... Seni Seviyoruz (Annen ve Baban)




Merve teyzemiz de gitti

Ayşegül teyze evlenip uzak diyarlara yerleştikten sonra bir Merve teyzemiz kalmıştı, onunla vakit geçiriyorduk, teyze eksikliğimiz onunla gideriyorduk, nazımızı tuzumuzu bol bol ona yapıyorduk, çocukla çocuk oluyor, büyükle büyük oluyordu, neler yapmadık ki birlikte: Sinema, tiyatro, lunapark, park, eğlence...
Merve teyzenin yıl sonu balosunu bile birlikte geçirdik, onu mezun ettik etmesine ;ama atanıp Türkiye'nin bir diğer ucuna göndermek zor geldi biraz veya ağır geldi. Senede bir defa görebilmek ya da bir daha onu göremeyeceğimizi bilmek dokundu sanırım. İçimiz buruk şimdi...
Geçenlerde Duru babasıyla konuşurken sormuş: "Baba Merve teyzemi niye hiç görmüyoruz" diye. Babası cevap vermiş:"Merve teyzen gitti kızım çok uzaklara gitti" demiş. Duru sormuş:"Neden ama bana veda etmedi, bana bir şey söylemedi?" diyerek dudağını büzmüş. Baba:"Unutmuştur kızım, geldiğinde kendin sorarsın"demiş. Böyle bir hayalkırıklığına uğratılmış oluyoruz teyzemiz tarafından. Atlatırız elbet :)
 Güle güle teyze