Daisypath Happy Birthday tickers

31 Ağustos 2009 Pazartesi

Kavuşma anımız


Duru'ma sonunda kavuştum. Eşimle birlikte kızımızı almak için yola koyulduk. Yolun bir an önce bitmesini istiyor insan. Evlat hasreti bambaşka oluyormuş. İkimizde çok özlemişiz kızımızı. Eve vardığımızda Duru uyuyordu. Ben öylece bekledim yanıbaşında uyanmasını. Uyanınca şaşkınlık içinde bize baktı. "Hayırdır noluyor dercesine?" Sonra benim kucağıma geliyor, bana sarılıyor;babaya bakıp ona atlıyor, sarılıyor. Uzun bir kucaklaşma anı yaşadık. Bizim için çok güzel ve özel bir andı. İyiki varsın bebeğim ve iyiki bizimsin. Seni çok seviyoruz.

23 Ağustos 2009 Pazar

Biraz Mola!

Bazen hayatınıza mola vermeniz gerektiği zamanlar olur, şöyle bir kendinizi dinlemenizin, ruhunuzu dinlendirmenizin zamanı gelmiştir. Etrafınızda bulunan sevdiklerinizden, ortamınızdan biraz uzaklaşmanız gerekir ki hayatın değeri sizin için bir kat daha artsın. Onlara bakış açınız da farklılık oluşturmak için gerekir bazen küçük ayrılıklar.Hem "Tebdil-i mekanda ferahlık vardır." Hamilelikti, doğumdu, Duru'ydu, büyüyecekti, diş çıkardıydı vs. derken bir de bakmışım ki her şeyden çok bunalmışım, kendimi dinlemeye ve dinlendirmeye ihtiyacım var. Bunun üzerine çantama birkaç parça kıyafet alıp çıktım yola beni nereye sürüklerse.(Tabii ki güzel kızımı birkaç günlüğüne anneannesine bırakmak kaydıyla.)İlk durağım İstanbul oldu. BÜYÜKŞEHİR İSTANBUL. Burda 1-2 gün hiçbir şey yapmadan sadece kitap okuyup, yatarak ve zamanımı nette geçirerek kendimi dinlendirdim. Bu 2 gün bana ilaç gibi geldi. İki senenin yorgunluğunu o kadar güzel çıkardım ki. Kızımı çok özlesem de sağlıklı,sakin, neşeli, sabırlı, huzurlu, mutlu bir anneye ihtiyacı olduğu için ikimiz de biraz dayanmak zorundayız. Yeni sezona yenilenmiş olarak girmemiz hepimizin hakkı diye düşünüyorum. Neyse İstanbul'dan bahsediyordum. İstanbul çok büyük bir şehir olduğu için fazla bir yerini gezemedim. Sadece Taksim meydanı,Kadıköy civarını dolaştım ve "ıııhhh" çok kalabalık. Birçok insanın bir arada bulunup da aynı zamanda yapayalnız olduklarını, gören gözlerle daha iyi algılıyorsunuz. İnsan kalabalığını görüyosunuz fakat şöyle bir dikkat edince onlara, arkalarından koşa koşa sahip oldukları insancığa ulaşmaya çabalayan "kalplerini" görüyosunuz.İnsanlar önde, kalplerini arkada bırakmış bir şekilde hayatlarını devam ettirmeye çalışıyorlar. Kalabalık çok, eğlence çok;fakat mutluluk yok gözlerinde.Çağan Irmak "Issız Adam" filmiyle aslında bir erkeğin yalnızlığını değil, aynı zamanda orda yaşayan kadınlarında ıssızlığını anlatmak istemiş;fakat filme tek bir bakış açısıyla bakanlar maalesef bunu göremiyor. Buralardan sonra şunu düşündüm:"Adana'da küçük bir dünya kurmuşuz kendimize ve küçük dünyamızda güvenli, huzurlu bir şekilde yaşamımızı sürdürüyormuşuz." Şunu daha da iyi biliyorum ki ben küçük şehirlerin insanıyım. Gezip görülecek tarihi bir şehir benim için istanbul;ama asla yaşanılacak bir yer değil. Çocuğumu da böyle bir yerde büyütmek istemezdim. Güvensiz, sürekli temkinli olman gereken, kültürel değerlerin yitirildiği bir yer ne benim için ne de çocuğum için uygun değil bana göre. Adana'ya bakış açımı tamamen değiştirdi burası. Bunların yanı sıra İstanbul tarih kokan bir "aşk" şehri, o kadar güzel ki yapıları. Cezayir sokağı, Çiçek pasajı, Galatasaray lisesi, boğaza bakan o yalıların yıllara inat asil duruşu, kız kulesi, camileri, hisar,bunların denizle kucaklaşması hepsi birbiriyle o kadar güzel bütünlük oluşturuyor ki... Uzaktan oturup bunların birbiriyle fısıldaşmalarını dinleyeceksiniz gözlerinizi kapatıp. Hepsinin bir araya gelip bu güzelliği oluşturması o kadar büyüleyici ki...
Nostaljik bir şehir. Bende eskiye ait şeyleri çok sevdiğim için beni etkileyen tek tarafı da eskilerden içinde bir şeyler barındırması.
Bunlar benim izlenimlerim, doğru ya da yanlış, bana nelerin değerli olduğunu, nelere sahip olduğumu gösterdi.


Canım kızım seni o kadar özledim ki, fotoğraflarına bakamıyorum üzülmemek için. Seni çok ama çok seviyorum canım bebeğim.

Şehirden görüntüler







17 Ağustos 2009 Pazartesi

Keçi sütü



Ah kızım ah! Çıktı çıkacak, az kaldı, şöyle böyle diye diye sonunda 21 Temmuz'da üç dişini aynı anda çıkarttın. Çok tembellik ettin, şu zamana kadar altta iki dişinle idare edip canımıza okusan da çok şükür üçünü aynı anda çıkartarak bizi de rahatlattın, kendin de rahatladın. Bunda yaylanın serin havasının ve babaannemin keçilerinin sütünün de büyük faydası olduğuna inanıyorum. Bildiğim kadarıyla keçi sütünün faydası inek sütüne göre daha fazlaymış. Yaptığım araştırmayı burada paylaşmak, bebekleri olan annelerin süte geçtiklerinde bulabilirlerse keçi sütü içirmelerini tavsiye ediyorum.
Yapılan bir araştırmaya göre"
Avrupa ülkelerinde süt keçilerine (Bebeklerin Sütannesi ) gözü ile bakılır. Çünkü keçi sütünün yağ ve proteinleri , inek sütünden daha ince , küçük ve yumuşak yapıdadır.. Bu nedenle de sindirimi daha kolaydır. Özellikle proteinin kolay sindirilmesi bebek beslenmesinde , hastaların ve özel diyetlerin hazırlanmasında pratik öneme sahiptir. Keçi sütü bileşim açısından da bebek beslenmesi için daha uygundur. Zira bebeğe verilmeden önce sulandırılan keçi sütü , inek sütünden daha fazla anne sütüne (İnsan Sütü) benzer yapıdadır. Besinler içerisinde , yağın sindirimi oldukça zordur. Keçi sütünün yağının kolay sindirilmesi ise bebeklerde olduğu kadar yetişkinlede de yarar sağlar.C Vitamini dışında tüm vitaminleri içeren keçi sütü , özellikle B1 (Thiamin ) , B2 (Riboflavin ) vitaminleri ve Fosforca zengindir. Bu nedenle Türkiye gibi yetersiz Kırmızı Et ve Balık tüketen toplumlarda keçi sütü ayrı bir yarar sağlayacaktır.

Keçilerin genellikle daha sağlam ve sağlıklı bir hayvan olmaları nedeniyle keçi sütleri de daha temiz ve sağlıklı olabilmektedir. Entansif ( yani Özel keçi ağılarında meraya salınmadan beslenen Keçilerde ) ve Gelişen son teknoloji ile elde edilen UHT Keçi sütü nün Tedavi de çok önemi vardır."



Yüzünden bu gülücüklerinin eksik olmaması dileğiyle bitanem...

13 Ağustos 2009 Perşembe

Nazar Değmesin Bebişime (Nazar Duası)

Kızımın üzerinden duanızı eksik etmeyin lütfen!

Bismillâhirrahmânirrahîm bismillâhi azîm-iş- şâni
şedîd-il birri mâ şâallahü kâne habese hâbisün min hacerin yâbisin ve
şihâbin kâbisin. Allahümme innî radedtü ayn-el âini aleyhi ve alâ men
ehabb-en-nâsi ileyhi ve fî keyedihî ve kilyetihî lahmün rakîkun ve
azmün dakîkun fîmâ lehû yelîku ferci-il basara hel terâ min fütûrin
sümmerci-il basara kerrateyni yenkalib ileyk-el basaru hâsian ve hüve
hasîr ve in yekâdüllezîne keferû leyüzlikûneke biebsârihim lemmâ
semi-uz- zikra ve yekûlûne innehû lemecnûnün ve mâ hüve illâ zikrun
lilâlemîne lâ havle velâ kuvvete illâ billâh-il aliyy-il azîmi Lâ ilâhe
illallâhü hısnî, men kâle-hâ dehale hısnî, ve men dehale hısnî emine
min azâbî. Sadaka rasûlullahi sallallahü teâlâ aleyhi ve selleme. (67)

--------------------------------------------------------------------------------

Yayla kızı;Duru




Uzun, zevkli, dinlendirici bir yayla sezonunu da böylece kapatmış olduk. Orda neler oldu? Üç dişini birden çıkardın, inek sütünü ağzına almayıp keçi sütünü lıkır lıkır içtin. Bol bol süt takviyesiyle sana dişlerini çok rahat çıkarmana yardımcı olduk kızım. Hiç sunî bir şey vermedim sana. Sebzesinden meyvesine, suyuna her şey tabiattan doğrudan sana geldi kızım. Çok mutluydun orda çok. Annen salıverdi seni, sende doyasıya gezdin, inceledin(her şeyi ağzına götürdün, sürekli göz hapsindeydin),toprakta oturdun, keçilerle, tavuklarla vakit geçirdin.Özetle seni "saldım çayıra mevlâm kayıra" yaptım. Faydasını da gördük, göreceğiz de. (Bağışıklık sisteminin her şeye alışması lazım ki dirençli olasın.) Bu arada benim babaannemi ve dedemi de görmüş oldun. Onlara mutluluk kaynağıydın meleğim. Babanı da dağda kekik toplarken görüntüledim anneciğim.

7 Ağustos 2009 Cuma

Toroslarda Yayladayız

Adana çok sıcak olduğu için hemen orayı terk edip yaylaya çıkmak zorunda kaldık. Toros dağlarında teknolojiyle alakalı hiçbir şey olmadığı için maalesef bloğa hiçbir şey yazamadım. Burda yaşadıklarımızı da inşaallah medeniyete inince herkesle paylaşacağım. Tamamen ağaçlar, bol oksijen, yabani hayatla iç içeyiz ve odun yemeği yapıyoruz burda çünkü çok lezzetli oluyor ve daha sağlıklı tüpten. Duru'yu hiçbir şeyden sakınmıyorum börtü böcekle, kedi, köpek, keçi, tavuklarla dost oldu tatlı kızım ve çok büyüdü, değişti. Adana'ya indiğimizde her şeyi bloğa aktaracağım. Şimdilik bu kadar.