Daisypath Happy Birthday tickers

19 Mart 2010 Cuma

Sezeryan göbeği ve Pilates


Doğum sonrası kilolarımdan en baş belası göbek ve bel çevresinde oluşan yağ fazlalıkları oldu, kilo vermek için diyet yapsam da hayatıma sporu almadan yaptığım diyetlerin hiçbir işe yaramayacağını gördüm, kilo verdikçe sezeryan sonrası oluşan göbek daha çok ortaya çıkmaya başlamıştı çünkü. Pantolonlarımın içine girememek, girsem de sağdan soldan ve önden yağların fışkırması hiç de hoş bir görüntü oluşturmuyordu. En sonunda Duru'nun annesi uzun bir araştırma sürecine girdi. Sezeryan göbeğinden nasıl kurtulurum, fit bir vücuda nasıl kavuşurum diye araştırmalar yaptım ve sonunda buldum:Pilates
Pilates'te vücudun her noktasının çalışması, diğer sporlara göre pilatesin yavaş yapılması, ruhen ve fiziken gerçekten rahatlatması, vücudun duruş pozisyonunu düzeltmesi gibi çok güzel etkileri var.
Bu haftanın başından beri okuldan arkadaşlarla Kaktüskent'te pilatese başladık, bakalım nasıl sonuçlar alacağız.

8 Mart 2010 Pazartesi

Seni Özledim


Hafta sonu teyzenin Adana'ya gelmesiyle sen anneannengilden gelmek istemedin, bugün de onlarla Kadirli'ye gittiniz.Burnumda tütüyosun kızım.
Bazen beni çok yorduğun zamanlar olurdu,yalnız kalmayı özlediğim zamanlar. 2 gündür yalnızız, sensiziz ve "ıııhhh" güzel değilmiş senden önceki hayat. Evde bıcır bıcır, mini mini bir böcükün varlığına alışmışız, birlikte "walking walking" oynayıp "wake up" diye bağırmayı özlemişiz :)
Şu an baban maça gitti, sen yoksun; seninleyken bu saatlerde, sen bana babanı soruyor olurdun, bende maça gittiğini birazdan çıkıp geleceğini söylerdim, sonra sen bana tekrar tekrar aynı şeyi sorardın, ben de aynı cevabı vermeye devam ederdim, gözlerini ovalamaya başlardın, akvaryumun önüne geçip sütünü içirirdim, sonra da yatağa gitmek için hazırlık yapardık. Önce "Süslü"ye iyi geceler, sonra da balıklara, mutfaktakileri de unutamayız tabi ki. "Baba"ya da iyi geceler sırası geldiğinde "baba gelince seni öpecek" der ve yatırırdım seni, bir süre kucağımda tutardım, mis gibi bebek kokunu içime çekerdim. Sonra da düşünürdüm, "ne çabuk büyüdün sen" derdim kendi kendime. Sonra yine koklardım, minicik burnunu öper, yatırırdım yatağına. Her Pazartesi yaşadığımız şey bunlar seninle kızım, mis kokulum...