Daisypath Happy Birthday tickers

15 Nisan 2010 Perşembe

Unutmak istemiyorum

Bugün öğretmenler odasında hamilelikten, aşermeden konuşurken aklıma sana hamile kaldığımda yaşadıklarım geldi. Hem güzel hem komik hem de şaşırtıcı idi benim için. Bana yaşattıklarını unutmak istemiyorum ve buraya yazmak istedim.
Okulumda 2. yılımdaydım. Senin içimde büyüdüğüne dair ilk belirtiler; mide bulantısı olarak kendini gösterdi.O gün il genelinde deneme sınavı yapılıyordu, ben Denizli İlköğretim Okulu'nda görevlendirilmiştim. Sabah kahvaltı yapmadığım için midemde kazınma hissettim ve çay-simit alarak açlık hissimi gidermeye çalışsam da işe yaramadı. Daha kötü oldum, mide bulantısı yaşamaya başladım. Çayın kokusundan midem bulanıyordu. Yediklerimi çıkarmak zorunda kaldım ve aç karnına sınava girdim. Ertesi gün okulda -çaysız asla duramayan ben-çayın ne yüzünü görmek ne de kokusunu almak istiyordum, aklıma hamile olacağım hiç gelmiyor tabi.
Ardından sınıfa derse girdiğimde sınıftan mis gibi portakal kokusu aldım, çocuklara sordum sınıfta portakal, mandalina mı yediniz diye. Aldığım cevap,hayır öğretmenim,olmuştu.O kokudan sonra canım inanılmaz şekilde portakal yemek istiyordu koklaya koklaya böyle.O isteğe dayanamadım ve okulun yakınlarında kurulan pazara öğrenci gönderip 2 kg portakal aldırmıştım -hiç unutmuyorum- Öğrencilerimden biri, "öğretmenim hayırdır, aşeriyor musunuz?" dedi. Saçmalamayın, öyle bir şey yok diyip kulak arkası etmiştim. Çünkü doktorum kesin konuşmuştu, "senin prolaktin hormonun düşmeden asla çocuğun olmaz"demişti.
Başka bir sınıfta ders anlatırken dersin ortasında sanki burnumun dibinden balık kızartması kokusu geçirdiler. Ama ne koku...O an çok ilginçti yaa :) Çocuklara "kokuyu siz de alıyor musunuz, mis gibi balık kızartması kokuyor" dedim. Çocuklar "hayır öğretmenim" dediler. İnsan tuhaf oluyor o zaman.
Evde de sürekli uyuyordum, okuldan gelir gelmez yemek öncesi güzel bir uyku çekiyodum. (Ne tatlı oluyordu o uyku.)Ayrıca elimden kaynanamın yaptığı lahana turşularını da hiç düşürmüyordum, gecenin 11'inde bile turşu yiyordum acılı ve ekşili. Eşimde "Pınar bu turşu yemeler pek hayra alamet değil"diyip benimle dalga geçiyordu.
Okulda, yaşadıklarımı arkadaşlarıma anlattığımda İpek Hanım'ın kulağı çınlasın. "Pınar kız sen hamile olmayasın sakın, göğüslerinde büyüdü senin bacım" diyip gülmüştü. Ondan sonra bir gebelik testi alıp kontrol ettiğimde hamile olduğumu gördüm. Çok büyük bir şaşkınlık yaşadım;çünkü hiç beklemiyordum seni. Sürpriz oldun bize hayatımızın vazgeçilmezi.
Yaşadıklarımdan sonra aşerme gerçekten harikulâde bir durum ya, tenefüslerde elimde marulla gezmeler(marulu da canım çok çekmişti), sınıfta aniden yoğurtlu pilav kokusunun burnuma gelmesi, eriğin kokusunun ve tadının rüyama girmesi, yemek kokularından tiksinmem, bu yüzden mutfağa girememem...Tuhaff ve bir o kadar da etkileyici. Yaşaması ayrı bir olay :)) Bak Duru Hanım, bana neler yapmışsın...

Aşerdiklerim
-turşu
-portakal
-marul
-balık
-yoğurtlu pilav
-erik (Bunu aramadığım yer kalmadı Avustralya'ya kadar haber gönderildi ;ama maalesef bulamadım.)

Tiksindiklerim
-Çay (Erzurum'dan alışkanlık edindiğim en büyük zevkimdi benim)

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...