Daisypath Happy Birthday tickers

4 Mayıs 2009 Pazartesi

Çocuk-Anne-Baba Üçlemesi



Çocuklar, bizi model alarak büyüyecek bireyler...
Çevreme şöyle bir baktığımda aslında ailelerin ne kadar duyarsız olduğunu görüyorum ve bu da beni çok üzüyor. Anne-baba sırf çocuğu, bir görevi yerine getirme duygusuyla, dünyaya getirmiş ve onun yaşamda alacağı yeri hiç düşünmeden, bencilce hareket ederek onu bir kenara atmıştır. Biz öğretmenler de bazen hiç düşünmeden o çocuktan derslerinde iyi olmasını, arkadaşlarıyla ve çevresiyle uyum içinde olmasını bekleriz. Biz de bencilce davranıyoruz aslında. Onlardan beklediğimiz belli davranışları sergilemelerini istiyoruz. Sergilemediklerinde de farklı tutum ve düşünce yapısı oluşturmaya başlıyoruz onlar hakkında. Çocuklara bir gün sordum:
"Evde anne-baba ile aranız nasıl?" Onlar:"Öğretmenim, bizi dinlemiyorlar, yanımızda tartışıyorlar, bizimle ilgilenmiyorlar, bizi anlamıyorlar, sürekli huzursuzluklar yaşanıyor..." şeklinde cevaplar aldım. Ondan sonra kafam 'dank' etti. Biz napıyoruz yaa?! Aile içinde huzursuz, mutsuz olan bir çocuktan ben nasıl olur da derslerinde başarı, yüksek performans veya çevresine karşı duyarlılık bekleyebilirim ki... Bundan dolayı şöyle düşünmeye başladım uzun bir zamandan beri:
Özellikle merkezdeki okullarda öncelikli olarak anne-babaların eğitimine yer verilmesi gerektiğini düşünüyorum ki çocukların huzursuz ortamları düzelsin.
Ebeveynler takındıkları tutum karşısında kendilerine değil çocuklarına zarar verdiklerinin farkına varmalılar. Çünkü o çocuk o anneyi ve babayı örnek alarak büyüyecek ve belki de o da kendi çocuğuna karşı aynı davranış içinde olacak. Bu böyle zincirleme şeklinde devam edecek. Bu yüzden anne-baba eğitiminin okullarda psikolojik danışmanlar tarafından verilerek, ebeveynlere gerekirse okulda aile terapisi uygulanabilecek uygun ortamlar oluşturulması gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'de birçok ailenin buna ihtiyacı var. İnsan psikolojisi,Çocuk psikolojisi, Aile psikolojisi ile yakından ilgilenmeye başladım Duru'dan sonra. Ona göre davranışlar sergilemeye çalışıyorum ki ilerde benim davranışlarım kızıma model olacak. Meselâ, Tv seyretmeyi büyük ölçüde bıraktık eşimle. Nerdeyse hiç açılmıyor tv bizim evde. Tv yerine Duru uyanıkken onunla aktivitede bulunuyoruz ya da o oyun oynarken onun karşısında kitap okuyoruz. Duru uyuduktan sonra da yazılılar, nette gezinmeler,kitap okuma, çay arası sohbet veya vizyona girmiş olan bir sinema filmini seçip seyrediyoruz. Yine de hayatımıza tv yi sokmuyoruz. Çıkardıysak tamamen ona son vermeliyiz diye düşünüyorum. "Ben kola içerken çocuğuma hayır sen içemezsin sana zararlı demek gibi bir şey bence" tv seyretme de. Biz seyrederken "hayır sen seyretme git ders çalış, test çöz" en büyük hatalardan birisidir. Çelişki... Bu nedenle ebeveynler hal ve hareketlerine dikkat etmeli, çocuklarını "insan yavrusu" olarak değil bir "BİREY" olarak görmeli ve ona göre davranmalıdır. Aile psikolojisi ile yukarda bulunan linklere tıklanırsa orda faydalı bilgilere ulaşılabileceğini düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...